17 Haziran 2012 Pazar

Başkaları


Onu ne hale soktuklarının farkında değildiler. Akıllarında ve beyinlerinde ve her hareketlerinde bir tane gayenin izine rastlanırdı: para. İnsanin hayatına devam etmesi için yegane sahip olması gereken para, onlara yardım etmene yardım edecek para, mutlu olmasan da rahat bir hayat kurmana yardımcı olacak pezevenk para, lanet olasıca para.
Elinde ve aklında hiçbir şey olmayan bir roman karakteri gibiydi. Roman karakteriydi çünkü her romandaki gibi kaderi salak ve egoist bir yazarın, ilahi yaratıcının elindeydi. Onun zamanının ilahi yaratıcısı ise paraydı. İnsanlar çoktan putlara tapmaktan sıkılmıştı, sözde, tanrıya inanıyorlarda ama, paranın insan hayatında bu denli önem oynaması akla kendi yaptığı puta tapan insani getiriyordu. Roman karakteriydi çünkü yıllarca olayların bu kadar dışında olması onda olayların içine girememe hastalığını yaratıyordu.
 Dünyanın bir sahne ve insanlarında kendi hayatlarının baş rolünde olduğunu söyleyen klişeye tamı tamına uyuyordu. Dışavurumu talep eden her turlu histe, sanki bir kamera onu yakin plandan alıyormuşçasına, ucunu bir gözle kendisini görüyor, anın içine girmektense, ana şahit oluyordu.Oysa herkesin sahip olduğu olanağın onun tarafından sahip olunması şaşırtıcı ve senlikli bir haberdi. Aksam çalıştığı yer dışında kalması, her an telefona ulaşabilmesi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder