17 Haziran 2012 Pazar

"Let's Shake England" diyordu küçük çocuk. "Come on" diye de devam ediyordu metro istasyonun cadde çıkışında ki gri duvarın dibine, altında süper marketten rica minnet aldığı kutunun üzerine serdiği eski püskü bir battaniyenin üzerinde oturan, yalnız ve koyu esmer tenli, yetenekli ve meteliksiz saksafoncuya çocuk. Sanki bir şenliğe ya da bir oyuna çağarıyormuş gibiydi adam. Sokak sanatçısı Jim ise yıllardır, kendi özgür ve zedelenmiş iradesiyle üzerine dökdüğü ve yeni karakterinin kök saldığı ölü toprağını atamamanın eksikliğini duyuyordu. Hayat ona hiç bir şekilde iyi bir şey sunmamıştı. Sunduklarını ise o kabul etmemişti. İşte ne zamandır yalnızdı. Sevdiği kadın, sevdiği eylemler, hoşuna gidebilecek herşeyden kopmuş/koparılmıştı. Şimdi bir çocuk onu bu toprağı atması için teşvik ediyor.
Ayağa kalktı ve ne yaşarsa yaşasın bu metro çıkışına bir daha oturamayacağına söz verdi. Çocuk seke seke yolun sonundaki ışıklara kadar gelmişti. Etraftaki herkes çocuğu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder